Ali Kulebi (d. 1913, Gürün, Sivas - ö. 29 Nisan 1980, İstanbul), Türk şair. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli temsilcilerindendir. Toplumsal gerçekçi şiir anlayışıyla tanınır.
1913 yılında Sivas'ın Gürün ilçesinde doğdu. İlkokulu burada bitirdikten sonra ortaokul ve liseyi Sivas'ta tamamladı. Yükseköğrenimine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde başladı ancak yarıda bıraktı.
Çeşitli memuriyetlerde çalıştıktan sonra uzun yıllar Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nda görev yaptı. Şiirlerini yayınlamaya 1930'lu yıllarda başladı. İlk şiirleri Varlık dergisinde çıktı.
29 Nisan 1980 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti.
Ali Kulebi, Türk şiirinde toplumcu gerçekçi akımın önemli temsilcilerinden biridir. Şiirlerinde genellikle Anadolu insanının yaşamını, yoksulluğunu, çaresizliğini ve umutlarını dile getirmiştir. Sade ve anlaşılır bir dil kullanmış, halk şiirinin öğelerinden yararlanmıştır. Şiirlerinde memleket sevgisi, insan sevgisi ve adalet duygusu ön plandadır.
Orhan Veli Kanık'ın öncülüğünü yaptığı Garip Akımı'ndan etkilenmiş olsa da, kendi özgün üslubunu yaratmayı başarmıştır. Şiirlerinde toplumsal eleştiriye ağırlık vermiş, haksızlıklara karşı durmuştur.
Şiir Kitapları:
Deneme:
Ali Kulebi'nin şiirleri, Türk edebiyatında önemli bir yer edinmiştir. Şiirleri, birçok besteci tarafından bestelenmiş ve şarkı olarak seslendirilmiştir. Şiirleri, günümüzde de okunmaya ve sevilmeye devam etmektedir. Onun şiirleri, Anadolu insanının sesini duyurmuş, toplumsal sorunlara dikkat çekmiş ve gelecek nesillere bir miras bırakmıştır.
Ali Kulebi hakkında birçok eleştiri, inceleme ve biyografi yazısı bulunmaktadır. Onun şiirleri, Türk edebiyatının önemli eleştirmenleri ve akademisyenleri tarafından incelenmiştir. Hayatı ve eserleri üzerine çeşitli araştırmalar yapılmıştır.
Ali Kulebi, Türk edebiyatına kazandırdığı eserlerle yaşamaya devam etmektedir. Onun şiirleri, Anadolu insanının sesi olmaya devam edecek ve gelecek nesillere ilham kaynağı olacaktır. Toplumsal gerçekçi şiir anlayışının önemli bir temsilcisi olarak, Türk edebiyatındaki yeri her zaman korunacaktır.